Yalancı Linux’cular

 

Murat Yıldırımoğlu, 8/8/2004

 

Linux işletim sistemi Türkiye’de de, dünyada da yaygınlaşıyor. Linux işletim sistemi ve bu sistem üzerinde çalışan uygulamalar saygıya değer bir hızla geliştiriliyor. Yalnız Linux’cuların ve özellikle Türkiye’deki Linux’cuların Microsoft’a ve Microsoft’un ürünlerine yönelik iddiaları çoğunlukla saygı duyulamayacak kadar gerçek dışı oluyor. Yani, Türkiye’deki Linux’cular çoğunlukla yalan söylüyorlar. Örneğin, en iyi Türk üniversitelerinden birisi olan Galatasaray Üniversitesinin Linux Kullanıcıları Grubunda şöyle bir ifade var:

 

Dünyanin pek çok aklıbaşında ülkesi,kamu ve güvenlik alanlarında açık kaynak kodlu olmayan sistemlere tepki göstermeye başladılar.Ordu ve istihbarat birimlerinin kapalı koda dayanan işletim sistemlerine karşı duydukları kuşku 3 yıl önce bulunan ve kod satırlarında alenen "NSA Backdoor" adı verilmiş olan bir "arka kapı"nın (işletim sisteminin adını vermeyelim) bulunmasıyla ayyuka çıkmıştı.

 

Bu tamamen yanlış ve yalan cümleler yalnızca bir örnek.

 

Aşağıda Linux konusundaki bazı yalanları  bulacaksınız. Linux’cuların yalanlarını buldukça bu listeye ekleyeceğim. 

 

1)      Bill Gates Linux’un isim hakkını almak istemiş. Görkem Çetin tarafından dile getirilen bu iddia tamamıyla yanlış. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı.

2)      Alman Savunma Bakanlığı Microsoft’un ürünlerinde, Amerikan istihbarat teşkilatları için açık kapılar bırakıldığını saptamış ve Microsoft’u dava etmiş. Yok böyle bir şey. Tamamen yanlış. Bu yanlış bilgi 2001 yılında Alman Der Spiegel dergisinde çıkan bir haberden kaynaklanıyor. Dergi bu haberinde Alman Savunma yetkililerinin güvenlik kaygısıyla Microsoft ürünlerinin kullanımını yasakladığını iddia etti (dava iddiası ise bu haberde bile yok). Der Spiegel çok ciddi ve güvenilir bir dergidir. Ama her dergide olduğu gibi yanlış ve yalan haber yayınlandığı bu dergide de değişik zamanlarda görülmüştür. Nitekim bu haber de Alman Savunma Bakanlığı tarafından yalanlandı. Alman Savunma Bakanlığı sözcüsü böyle bir yasağın olmadığını, Microsoft ile aralarında bir konrat bulunduğunu ve bu kontrata göre Microsoft ürünlerinden ve hizmetlerinden yararlandıklarını açıkladı. Bu yalanlamayla ilgili haberi http://www.infoworld.com/articles/hn/xml/01/03/19/010319hngerm.html linkinde bulabilirsiniz. Aradan yıllar geçti ama yalancı Linux’cuların bu iddiayı bir dava ile süsleyerek anlatmalarının sonu gelmedi.   

3)      Almanya Linux’a geçiyormuş. Bu da yanlış bir iddia. Almanya bir bütün mü de “Haydi Linux’a geçelim” deyip Linux’a geçsinler. Uygar dünyada bir ülke nasıl olur da bir başka ülkenin firmasına karşı böyle toptancı bir tavır segileyebilir? Olacak şey değil. Bazı cahil insanlar bilgisayar dergilerinde buna benzer şeyler yazıyor, dergileri okuyanlar da bu yazılanları sorgulamadan kabul ediyor. Almanya’da olan şey şu: Birkaç yıl önce Alman hükümeti, devlet ihalelerinde önerilebilecek işletim sistemleri arasına Linux’u da kattı. Bundan bir süre sonra da Münih Belediyesi yaklaşık 14000 bilgisayarında Linux işletim sistemini kullanmaya karar verdi. Bu küçümsenecek bir şey değil; Microsoft’un bunun üzerinde düşünmesi gerekir ama olay Almanya çapında da değil. “Almanya Linux’a geçti” sözü koskocaman bir yalan.

4)      Herkes Linux’a geçiyor. Dergilerdeki yazılara ve Linux’culara bakarsanız herkes harıl harıl Linux’a geçiyor. Böyle bir şey de yok. Yazılanların çoğu yalan. Yalan haberlere örnek olarak Radikal gazetesinde 16 Ağustos 2004 tarihinde çıkan bir yazıyı gösterebilirim. Bu yazıda aynen şöyle bir ifade var: “IDC'nin rakamlarına göre Linux tabanlı sunucuların satışı Windows tabanlılardan üç kat fazla seyrediyor. “  Tümüyle yalan bir haber bu. IDC’nin bu konuyla ilgili raporunda tam tersine şeyler söyleniyor. Koparılan onca patırtıya karşın Windows’un istemci pazarında da , sunucu pazarında da açık ara birinci olduğu (satışlar bakımından) belirtiliyor. Bu bilgi Serdar Kuzuloğlu gibi palavracılığı bilinen bir kişinin yönettiği Radikal gazetesinin Sanal Alem köşesinde yalan habere dönüşüyor. IDC’nin raporu için http://www.winnetmag.com/Article/ArticleID/40481/40481.html linkinden bilgi alabilirsiniz.

5)      Microsoft aslında Unix-Linux kullanıyor. Akıl almaz bir yalan daha. Bu iddiada bulunanlar Microsoft’un kendi ürünlerine güvenmediği için birçok alanda Unix-Linux kullandığını söylüyorlar. Halbuki Microsoft başından beri ürünlerini önce kendi dev şirket yapısında deniyor, sonra bizlerin kullanımına sunuyor. Bu iddiada bulunanların en büyük kanıtı değişik zamanlarda  Microsoft’un bünyesinde bulunan Hotmail’in sunucularının bir Unix türevi olduğunun anlaşılması. Halbuki bu çok normal. Hotmail Microsoft tarafından satın alınmadan önce zaten Unix üzerindeydi. Microsoft Hotmail’i aldıktan sonra tüm sistemi Windows’a ve Exchange Server’a geçirmeye çalıştı ve şu anda hepsi de geçmiş durumda. Yalnız geçiş aşaması kademeli olduğu için o süre içindeki sorgulamalarda sunucuların bir kısmı Unix çıkıyordu. Olay budur. Yoksa Microsoft’un kendi ürünlerine güvenmemesi diye bir şey yoktur.

Son zamanlarda bir de Windows Web sunucularının Linux üzerinden yayınlandığı (host edildiği) iddia ediliyor. Buna kanıt olarak da Internet’te sunucuların kullanımını inceleyen ve raporlayan Netcraft şirketinin (www.netcraft.com) sitesinde yapılan sorgulamalar gösteriliyor. Bu sitede www.microsoft.com sitesinin sunucuları sorgulandığında işletim sistemi olarak Linux, Web sunucu yazılımı olarak IIS 6.0 çıkıyor. Bu rapor zaten olanaksız bir kombinasyonu yansıtıyor: Linux üzerinde birçok Microsoft Windows yazılımı çalıştırılabiliyor ama IIS 6.0 çalıştırılamıyor henüz. Peki bu raporu nasıl yorumlamalı? www.netcraft.com rapordaki anormalliği açıklayan bir yazı koymuş sitesine. Yazıyı http://news.netcraft.com/archives/2003/08/17/wwwmicrosoftcom_runs_linux_up_to_a_point_.html adresinden okuyabilirsiniz. Bu yazıda Microsoft’un Internet çapında DNS ve kaşeleme hizmeti veren Akamai firması ile anlaştığı, Akamai firmasının Microsoft’tan aldığı içeriği kaşeleyerek kullanıcılara sunduğu belirtiliyor. Yani, bizler Microsoft’un sitesine gittiğimizde aslında içerik Akamai sunucularından geliyor. Akamai sunucuları Linux kullanıyor. Bu yüzden Netcraft firması raporda işletim sistemi olarak Linux’u, web sunucu yazılımı olarak IIS 6.0’ı belirtiyor. Bu durumda Web sitelerinin Linux’da barındırıldığı iddiası doğru gibi görünüyor. Yanlış. Niye olduğunu örneklerle açıklayayım. Bir siteye gittiğimizde kullandığımız tarayıcı yazılımı sitenin içeriğini görüntüler ve bilgisayarımıza kaşeler. Sitede değişiklik olmadığı sürece veya siteye ulaşamadığımız zaman içerik makinemizdeki kaşeden gelir. Peki, bunu site makinemizde barındırılıyor şeklinde yorumlayabilir miyiz? Hayır, makinemiz yalnızca kaşeleme yaptı, bunu söyleyebiliriz. İkinci örnek, kurumlarda yaygın olarak kullanılan Vekil Sunucu (Proxy Server) yazılımları. Kurum içindeki bilgisayarlar Internet’e doğrudan değil Vekil Sunucu üzerinden çıkarlar. Vekil sunucu içerideki bilgisayarlardan gelen istekleri dışarıdaki Web sunuculara iletir, onlardna gelen yanıtları istemcilere gönderir, bir de kendisinde kaşeler. İçerideki bir makine bir istekte bulunduğunda çoğunlukla o istek daha önce kaşelenmiş içerikten yani Vekil Sunucudaki kaşeden gelir. Peki, bu durumda Web sunucular Vekil Sunucuda tutuluyor diyebilir miyiz? Hayır, tek diyebileceğimiz yine Vekil Sunucunun içeriği kaşelediğidir. Web sunucular başka makinelerde tutulmaktadır.

 

Şu tartışılabilir: Microsoft bu kaşeleme hizmetini niye Akamai gibi Linux kullandığı bilinen bir firmadan alıyor? Bunun nedeni o zaman da, şimdi de Akamai boyutlarında dünyanın her yerinde hizmet veren bir başka firmanın olmaması. Peki, Microsoft bunu kendisi yapamaz mıydı? Doğru yapabilirdi, yapmalıydı. Bu da Microsoft’un hatası. Microsoft oyun konsolu ya da MP3 Player gibi saçma, kendisini ilgilendirmeyen ürünlere yatırım yapıp para kaybedeceğine bunu yapmalıydı. Bu da Microsoft’un hatası. Ama Microsoft’un hataları ona yönelik asılsız suçlamalar yapmaya temel oluşturamaz. O başka bu başka sorun.

        

Microsoft’un Linux kullandığının tam tersi iddia edilebilir: Linux’cular çoğunlukla Microsoft ürünleri kullanıyor. Kanıtlar:

a-      Linux Journal dergisinin Haziran 2000 sayısında 12. sayfadaki bilgilere bir göz atalım: Netcraft adındaki araştırma firması, 2000 Nisan’ında Londra’da yapılan Linux Expo fuarına katılan firmalardan yarısından fazlasının Web sunucu yazılımı olarak Microsoft’un Internet Information Server (IIS) ürününü kullandığını açıkladı. 13. sayfasındaki bilgilere göre LinuxWorld Spring organizasyonunda basın merkezindeki bilgisayarların dokuzu Windows kullanıyor, bir tanesi Macintosh. Linux kullanan bilgisayar sayısı ise sıfır.

b-     Radikal gazetesinin 29 Mart 2005 tarihli sayısında Özgür Yazılım kavramının yirminci yılı düzenlenen toplantıda Türkiye’nin azılı Linux’cularından Siyami Kahyaoğlu sunumunu PowerPoint sunumu olarak yaptığı yazıyordu.

6)      Linux’un bellek yönetimi daha iyi. Böyle bir şey yok. İşletim sistemlerinin belleği nasıl yöneteceği bazı algoritmalarla belirlenir. Bu konuda bilinen standart algoritmalar vardır. Her işletim sistemi bu algoritmalardan birisini ya da birkaçını kullanır. Linux’a özgü bir bellek yönetimi yoktur ki Linux’un bellek yönetimi daha iyi olsun.

7)      Linux, Windows’da kriptolanan (şifrelenen) dosyaları açabiliyor. Piyasada böyle garip bir iddia var. Linux her derde deva ya, kriptolu (belli bir kurala göre anlaşılmaz duruma getirilmiş) dosyaları bile açabilir. Bunu iddia eden arkadaşla birlikte, Knoppix Linux dağıtımını kullanarak test yaptık, böyle bir şey yok. Olması da mümkün değil. Knoppix mükemmele yakın bir işletim sistemi ama kriptolu dosyaları açamaz, yani kriptoyu açmak yapabileceği bir şey değil. Bu iddia bir yalandan ibaret.