Ses dalgaları yok olmuyor iddiası

30 yıl önce ablam ses dalgalarının yok olmadığını, Japonların üretilen her sesi, zaman ve mekan belirtildiği takdirde ortaya çıkartan bir makine üzerinde çalıştıklarını söylemişti.

O makine çok yakında piyasaya sürülecekmiş.

Aradan 30 yıl geçti, ne Japonlar ne de başkaları böyle bir makine üretip piyasaya sürmediler.

Ama bu iddia o zamandan beri çeşitli yerlerde karşıma çıkıp duruyor.

Son olarak yeğenim ve oğlumun öğretmenlerinden birisi bu iddiayı dile getirdi.

Yaklaşık olarak 30 yıl önceki iddia şeklinde.

Anlaşılan askerde bize 1940’lardan kalma et yedirildiği iddiası gibi bu iddia da nesilden nesile aktarılacak.

Bu iddianın neden saçma olduğunu açıklayalım:

Dalga bir enerji aktarım şeklidir.

Örneğin, suya düşen bir taş dalga oluşturur, dalga yani taşın suya düşüşle birlikte bıraktığı enerji yayılır.

Yayılan şey madde değil enerjidir.

Çocuklara yaptırılan ünlü deneylerden birisi suyun yüzüne renkli bir madde (örneğin plastik parçası) bırakmaktır.

Sonra suya taş düşürüldüğünde oluşan dalga o parçayı yukarı aşağı hareket ettirir ama parçanın konumu hemen hemen sabit kalır.

Enerjinin bir kısmı parçayı yukarı aşağı hareket ettirmek için harcanmıştır.

Yukarıdaki basit deney olayı çok güzel açıklıyor:

Her türlü dalga, yayıldıkça enerjisini rastladığı maddelere aktarır (enerji o maddeler tarafından emilir ve çoğu zaman hissedilmeyecek kadar az sıcaklığa dönüştürülür).

Enerji bu şekilde aktarıldıkça da dalga küçükür, zayıflar, söner, yok olur.

Dalganın, çevresindeki maddelere aktardığı enerji o maddelerden bir daha çıkartılamaz, dalga tekrar oluşturulamaz.

O zaman, ses dalgaları da yok olur ve bir daha o sesler yeniden üretilemez.

Ses dalgalarının yok olmadığı iddiası bilim dışı, mantıksız bir iddiadır.

Ses dalgalarının yok olmadığını kabul etsek örneğin su dalgaları niye yok oluyor, onlar da yok olmamalı diye ardını getirmeliyiz.

Japonlar bir alet daha yapar, belli bir yerde, zaman içinde oluşmuş tüm su dalgaları saptanabilir, değil mi?

Hatta bu düşünce tüm enerji yayılım şekilleri için de genişletilebilir.

Örneğin, bir ateşin sıcaklığı da çevresindeki maddeler tarafından soğurulmuyor, yok olmuyor diye düşünebiliriz.

O zaman Koreliler (hep Japonlar yapacak değil ya) bir alet yapar, belli bir yerde, zaman içinde yakılan tüm ateşleri saptar, öyle değil mi?

Peki, ne oluyor da böyle saçma bir iddia ortaya atılıyor? Bunun aslı nedir?

Ben bu iddianın ortaya çıkışını Büyük Patlama kavramına bağlıyorum.

Yaklaşık 14 milyar yıl önce Büyük Patlama denilen olayla içinde yaşadığımız evren oluşmaya başladı.

Büyük Patlama öncesinde şu andaki evreni oluşturan madde ve enerji sonsuz küçük bir hacimde sıkışıktı.

Büyük Patlama’nın olduğuna ilişkin çeşitli kanıtlar var.

Birincisi gözlenen gökadaların (galaksi) birbirinden genel olarak uzaklaşması (hepsi uzaklaşmıyor;

örneğin Andromeda galaksisi doğrudan üstümüze, içinde bulunduğumuz Samanyolu gökadasına geliyor ve birkaç milyar yıl sonra bu iki gökada çarpışacak).

Gökadalar sürekli olarak birbirlerinden uzaklaşıyor, aynen bir balonun üstündeki noktaların, balon şiştikçe birbirinden uzaklaşması gibi.

Bu uzaklaşmanın hızı saptanabiliyor.

Bu hıza dayanarak da geriye doğru gidilip gökadaların ne zaman bir arada bulunduğu tahmin edilebiliyor.

Aynı şeyi balonun şişme hızına bakarak yapabiliriz ve balonun ne zaman şişirilmeye başladığını bulabiliriz.

Bir başka kanıt Büyük Patlama’dan bir süre sonra oluşan ve şu anda tüm uzayı kaplayan “Kozmik Arkaplan Mikrodalga Işıması”.

Büyük Patlama’dan belli bir süre sonra oluşan bu ışıma (radyasyon) çok büyük miktarlarda olduğu için halen gözlenebiliyor.

Bu ışıma elektromanyetik DALGA şeklinde yayılıyor.

Eski tüplü televizyonları ayarlamadığımızda ya da yayın gittiğinde gördüğümüz karlamanın bir bölümü bu “Kozmik Arkaplan Mikrodalga Işıması”.

14 milyar yıl önceki patlamanın etkisi televizyonumuza kadar geliyor anlayacağınız.

Sanırım ses dalgalarının yok olmadığı şeklindeki saçma iddia “Kozmik Arkaplan Mikrodalga Işıması”ndan kaynaklanıyor.

İddiayı ortaya atanlar şöyle düşünüyor olmalı:

“Eğer 14 milyar yıl önce oluşan DALGALAR yok olmuyorsa ses dalgaları niye yok olsun ki?”

Ama bu saçma iddiayı öne sürenlerin unuttuğu bir şey var:

Her dalga aynı miktarda enerji taşımaz.

Su dalgaları ya da ses dalgaları ya da insanların ürettiği elektromanyetik dalgalar evrenin oluştuğu zamandan kalan enerjiyle boy ölçüşemez.

Ne yazık ki bu kubbede ses baki kalmaz.

Murat Yıldırımoğlu’nun E-kitapları

Bilimin Kısa Bir Tarihi 

Herkes İcin TCP/IP

Bilim ve Bilimsel Yöntem

Cüneyt’in Öyküsü